Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
9 Ekim 2010 Cumartesi
Hazan
Hazan… Arka bahçesinde yüreğinin efkarına açan tek çiçeğin adı… Hüznün mevsimi… Yazın bitişinde, dökülen yapraklarda, yağan yağmurlarda, sıcak bir bedenle sevişen o soğuk rüzgarda hazan. Toprağına su verip güneşi esirgeyen sevgilinin hasretinde… Sinesinde yaşanacak kışın ağırlığı, düğümlenmiş boğazında yüreğinin haykıramadığı acıları. Beyhude geçti ömrü vagonların karanlık manzarasında, duman altı sefalet ciğerlerinde şimdi geçmişten kalan. Düşünmemek adına bahaneler aradı sanki elini üşüyen camın nemli yüzünde gezdirirken. Gözlerindeki yarı kurumuş bu yaşlar cevap mıydı yoksa kaçışı mıydı sorulardan bilemedi. Uyumak hatırlamak demekti yeniden yaşamak olanı bu sefer daha da derinden. Direnemediği yanlışlarında onu düşündü uykuya direnmek daha kolaydı bu yüzden. Gözlerinin altında beliren morluklar yüreğindeki yaralardan daha acı değildi onun için. İçini kemirip duran bu illet aşkın en ağır bedeliydi biliyordu ama bildiklerini de unutmak istiyordu. Bu sona giden yolda her şey sevgiliden bir hatırayı geride bırakacaktı geçmişe yazılacaktı hatırlanmamak üzere yaşananlar. Yeşerttiği her çiçek solacaktı bahçesinde bir tek hazan ona hep yadigar kalacaktı. Mahzun gönlünde hep yaşayacaktı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder